Bulut Hesaplama (Cloud Computing)

Bulut Hesaplama, yazılım ya da donanım ihtiyaçlarının internet aracılığıyla uzaktaki birçok bilgisayardan karşılanabilmesidir. Yani ihtiyaç duyduğunuz veriler ve hesaplamalar sizin bilgisayarınızda değil de uzaktaki birçok bilgisayarda tutuluyor ve siz ihtiyaç duymanız halinde bunlara internet üzerinden erişebiliyorsunuz. Bu durumda sizin bilgisayarınızda kullanacağınız programın yüklü olup olmamasının ya da işlemcinizin gücünün bir önemi kalmıyor. İnternet bağlantısı olan ve herhangi bir işletim sistemine sahip bir bilgisayarla bu hizmete erişebiliyorsunuz. Böylece platform bağımsızlık sağlanmış oluyor.  

Bulut Hesaplama gelişen sanallaştırma teknolojileri sayesinde hizmet verebilen bir dağıtık yapıdır ve kullanıcıların ihtiyaç duyduğu anda sunucu ekleyip çıkararak arten talebi karşılayacak şekilde çalışmaktadır. Bu mimarinin sanallaştırma teknolojisi ile gelişmiş olmasının nedeni de aslında sanallaştırmanın donanım, sürücü gibi farklılıkları ortadan kaldırması , bir nevi platform bağımsızlığını sağlayarak tüm kullanıcılara hizmet verecek şekilde ortak bir taban yaratmasıdır. 


Bulut Hesaplama denince iki önemli kavram öne çıkmaktadır. Bunlar Grid Computing ve Utility Computing. Grid computing tek bir bilgisayar yerine çok fazla küçük bilgisayarın işlem gücünün kullanılması demektir. Yani siz uygulamalarınızı uzaktaki sunuculara göndererek depoluyorsunuz daha sonra bu uygulamaların ihtiyaç duyduğu işlem gücü birden fazla bilgisayardan karşılanıyor. Aslında  bu çok yeni bir uygulama sayılmaz, yıllardan beri bir çok projede kullanılmaktadır.
Bulut Hesaplama’daki bir diğer önemli kavram olan Utility Computing ise aslında kullanıcının almış olduğu hesaplama hizmetlerinin ölçülmesi mantığına dayanıyor. Bulut Hesaplama hizmetlerini sunan şirketlerden bu uygulamaları kiralayarak kullanıyor ve kullandığınız disk alanına ve işlem kapasitesine göre ödeme yapıyorsunuz. Aşağıda belirttiğim servisler ise günümzde bu tarz hizmetleri sağlamaktadırlar.
1.      Microsoft Azure :  Windows Azure, Microsoft’un geliştirmiş olduğu genellikle .Net platformunu destekleyen bir servistir. Bu servis .Net platform hizmetleri, Sql Server hizmetleri, Live servisleri, SharePoint servisleri ve Dynamics servislerini içermektedir. Siz uygulamanızı Azure’ye göre modifiye edip, Visual Studio ile geliştirebilirsiniz. Tabi bu servislerlerden belirli bir ücret karşılığında yararlanabilirsiniz (Utility Computing).

2.      Sun Open Cloud:  Sun  Open Cloud ise açık kaynak Bulut hesaplama sistemidir. Java platformu, Open Solaris ve MySql servislerini sunmaktadır. Windows Azure’ de olduğu gibi Sun Open Cloud’da da bu servisleri kullanma oranınıza göre para ödüyorsunuz. 

3.      Google App Engine:   Google tarafından sunulan bu hizmet daha çok Phyton üzerinde ve Django kütüphanesi ile kulanılmaktadır.

Adobe Air teknolojisi de benzer mantıkla çalışmaktadır. Bu teknoloji ile internet üzerindeki uygulamaları kendi bilgisayarınızdaki bir program gibi çalıştırabilirsiniz. Bulut Hesaplama’yı servis sağlayıcılar açısından düşünürsek sağlanılan hizmet tipleri şunlardır:

·         Servis Olarak Yazılım (SAAS- Software as a Service) :  Kullanıcı uygulamaya tarayıcı veya istemci programı ile bağlanır. Yani kullanıcı geleneksel mantığın dışına çıkarak kullanacağı programı satın almak yerine ihtiyaçları ölçüsünde kiralayabiliyor. Örnek olarak; Google Docs, Zoho Office, Yahoo Mail.

·         Servis Olarak Altyapı (IAAS-Infrastructure as a Service):  Burada bir servis sağlayıcı, kullanıcının sistem ve altyapı servislerini sanallaştırma hizmetleri gibi sunuculardan sağlar. Örneğin; Amazon ve GoGrid.

·         Platform Olarak Servis (PAAS- Platform as a Service):  Müşteriler, servis sağlayıcının hazırladığı altyapıyı kullanarak uygulama geliştirirler. Yani bilgisayarınıza kütüphane indirmeden işleminizi yapabilirsiniz. Örnek olarak; Google Apps Engine. 
Peki neden Bulut Hesaplama’ya ihtiyaç duyalım ki?
Bu soruya bir çok cevap verebiliriz. Birincisi bilişim ihtiyacınızı aynı elektrik, su, telefon servisleri gibi, ihtiyacınız olduğu kadar kullanarak ve kullandığınız kadar ödeyerek, karşılayabilirsiniz. Ayrıca sürekli güncellemek zorunda olduğunuz bir donanım masrafından kurtulursunuz.

Yazılımcılar açısından düşünüldüğünde de mantık aynıdır. Yazılım kullanıldığı kadar ücretlendirilen bir hizmet haline geliyor. Programın kendisini satın almak yerine o programın servislerini kullanarak yazılım geliştirilebiliniyor. Bu sayede kullanmadığınız kaynaklara para ödemek durumunda kalmıyorsunuz.

Bütün bu sayılanlar göz önünde bulundurulduğunda Bulut Hesaplama’nın maliyeti optimize etmek, kullanım kolaylığı, güvenlik, ölçeklenebilirlik, sürdürülebilirlik gibi getirileri vardır.

Elbette ki geleceğin bu teknoloji üzerine kurulabileceği kanısını taşımakla beraber akla takılabilecek birkaç soruya da değinmek istiyorum.

·         Birincisi sunucularda bulunan verilerimiz ne kadar güvenli? Bu verilere herkes erişebilir mi? Bu verileri şifrelemek mümkün mü?

·         Bir diğeri servis sağlayıcıların değiştirilmek istenmesi durumunda tüm veri ve ayarların diğer sağlayıcıya taşınması mümkün müdür? Servis sağlayıcılar arasında da standartlaşmalar gerekecektir. Sun Open Cloud bir nevi bu sorunu çözmeye yöneliktir.

·         Üçüncü bir sorun ise yasal engellerdir. Servis sağlayıcıları sürekliliği tam olarak sağlayabileceklerini garanti edebilirler mi?

Tüm bu artı ve eksiler değerlendirildiğinde Bulut Hesaplama’nın tam anlamıyla geliştirilmesi ve insanların bu sisteme alışmaları zaman alacaktır. Bir gün insanlar yer, zaman ve platformdan bağımsız olarak bilgiye erişebilir ve kullanabilir olacaklardır.
Not: Bu yazıyı okulumuzun e-dergisi Readmee için yazdım. Diğer yazılarıma ulaşmak ya da başka arkadaşların yazılarını okumak için www.readmee.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder